Kangrenist.com

Feridüddin Atar Mantıku’t Tayr Kuşların Dili Kitap Önerisi

Yazar: Kangrenist Tarih: 21/12/2016 Kategori: EDEBİYAT / Kitap Tavsiyeleri
Feridüddin Atar Mantıku’t Tayr Kuşların Dili Kitap Önerisi
Paylaş:

Feridüddin Atar mantıku’t tayr  kitabı Antik Şark Klasikleri arasında bulunan eserlerdendir. İslam ve İran edebiyatı için önemli bir yere sahiptir. Okuyucular tarafından oluşan genel bir ön yargı bulunmaktadır. Klasik eserler sıkıcı bulunmaktadır. Bu sebeple klasik eserlere olan ilgi azalmaktadır. Her klasik eserin kendisine göre bir cazibesi vardır. Kitaba başlarken antipatik düşünceler beslenmezseniz, okurken zorluk çekmezsiniz. Zaman sınavını aşıp bugünlere gelen eserleri korumalıyız. Bu eserleri okuyarak hem kendimize hem de kitaba bir şans vermeliyiz. Macera odaklı bir kitap değil. Olayı akışı var, eser hikaye tadında ilerliyor. Kitap okuma olgunluğuna sahip herkesin üstesinden gelebileceği bir eserdir.

1.Feridüddin Atar Mantıku’t Tayr Kitap Hakkında Bilgi

Kitapla ilgili bilgi kısmına gelelim. mantıku’t tayr  kelime manası “kuşların dili” anlamına gelir. Kitabın içeriğinde birbirinden farklı hikayeler bulunmaktadır.

Bu hikayeler bir tema etrafında işlenmiştir. Kitapta tasavvuf makamlarıyla alakası olduğunu bilmeliyiz. Kitabı okumadan önce verilen terimleri okumakta fayda var. Bu sayede kafanızda ön fikir oluşacaktır. Kitabı anlamak için kolaylaştırıcı etkiye sahip olacaksınız. Hikaye içinde aşk konusu işleniyor. Mecazi bir aşk tanımı yoktur. Kalbimiz fiziki ve maddi değerli sayılara yaslanarak ilerler. Bir insanı hoş bulmayı, etkilenmeyi aşk diye sınıflandırmaya çalışırız. Ruhumun aradığı, özlem duyduğu sonsuzluğu unuturuz. Bu yüzden kitapta değinilen konuya dikkat etmelisiniz.

Feridüddin Atar Mantıku’t Tayr Kitap Konusu ve Özeti

Kitabın adıyla içeriği ilişkilidir. Kitapta kuşların hikayesine yer verilmiştir.  Bir grup kuş kendi ülkelerine padişah aramaktadırlar. Padişah ismi ise Simurg ’tur. Kuşlar yola çıkmadan önce Hüdhüd’e başvururlar. Hüdüd için Hz. Süleyman’la olan kısassa bakabilirsiniz. Hüdhüd burada sadece rehberdir. Kuşlara çıkacakları yol hakkında bilgi sağlamaktadır.  Kuşlar yola çıktılarında farklı gayeler ile yolculuklarını yarıda bırakmaktadır. Bir kısmı yolda yeme düşkünlüğüne kapılır. Bir kısmıysa rahat bir yaşam istediklerine vazgeçerler. Yol boyuncu kuşların konuşmalarına yer verilmiştir. Kuşlar sorar Hüdhüd bu sorulara cevap vermektedir.

Küçük bir özet geçmem gerekirse kuşların çıktığı yol zor ve meşakkatlidir. Yola giren kuşların nefislerinden vazgeçmeleri gerekiyor. Maddi olanı bırakıp, manevi yola çıkmaları lazım.  Zahmetlerin yer aldığı bu yolda herkes ilerleyemez. Peki sizce bu kuşlar yolu tamamlayabilecek mi? Yolun sonuna kaç kuş varacaktır?

Yolun sonuna varan kuşlar neyi buldular? Başladıkları bu yolda, vardıkları yer arasında ne gibi farklar vardır. Simurg için yola çıkan kuşlar sonunda Simurg bulabildi mi?

İşte Mantıku’t Tayr kitabında kuşların yolculuğu bu hikayelere dayandırılarak anlatılmaktadır. Kitapta kuşların gittiği yollar için vadiler vardır. Kitabı okumadan önce bu kavramları gözden geçirebilirsiniz. İstek Vadisi, Aşk Vadisi, Marifet Vadisi, İstigna Vadisi, Hayret Vadisi ve Yokluk Vadisidir. Kitabın sonunda ise yazarın kendisiyle alakalı paylaştığı bir kısım vardır.

Kuşların Dili Kitabında Vadiler ve Anlamları
İstek Vadisi : 

Başına gelen her türlü belaya, zahmete rağmen gelip mülk ve maldan uzaklaşmak gerekir. Bir şeye bağlanmadan beklemelisin. Putları kırarak yoluna devam etmen gerekir. Ya Rab kapı aç deme o kapı hiç kapanmaz!

Aşk Vadisi:

Yanma yakılma makamı olarak geçer. Sevgili yarın görülecek diye vaat  edilir oysa aşık yarını bugündür. Sevgilisini balık gibi seyreder. Kendisi için her şey olan suya aldanmaz. Arza ayak bastığı çırpınmaya başlar. Aşk ateş gibidir, akılsa  dumana benzer. Aşk geldiği zaman akıl işlevini yitirir. Aklın işi aşkla bir değildir. Aşk hür olan insanın işidir. Aşk için cennet bir buğday tanesinden ibarettir.  Aşık sevgilisini kısasla dünyada öldürür. Yanma ile ahirette sevgilisi için can verir. İbrahim gibi insan canını ne dünya için nede ahiret için vermeli. Yalnız can “O” nun verilmelidir

Marifet Vadisi:

Beden torbasını değil içinde yer alan sırrı görürsün. Sırlar bilindikçe susuzluğun çoğalır. Hem bekçisindir hem aşık. Erden kadın, kadındansa er doğar. İsa ve Havva’nın doğuşu gibi…

İstiğna Vadisi:

Ne dava bulunur ne mana. Burada yedi cehennem donmuştur. Sekiz cehennemse hükümsüz kalmıştır. Adem’e bir mum yanıp ışık versin diye binlerce can giymiş melek gamdan yanmış yakılmıştır. Nuh dülger olsun diye o kapıda, yüzbinlerce cisim ruhsuz kalmıştır. Orduya yüzbinlerce sinek üşüşmüştür. Bir İbrahim çıksın diye… Yüzbinlerce çocuğun başı feda edilmiştir. Musa can gözüne sahip olsun diye.  Yüzbinlerce halk zünnar kuşanınca İsa bir sırra mahrem olmuştur. Nice gönül yağma edildikten sonra Ahmet bir gececik miraç yapmıştır. Bu vadide iki dünyada seraptan ibarettir. Ne akrabalık kalır, ney soy… (dervişlerin bellerine bağlayıp sarkıttıkları yünden kuşaktır)

Hayret Vadisi

Bilincini kaybeder sonra kendine gelirsin. Sorarlarsa “ben mi gördüm başkası mı gördü” dersin. Kendinde olmadığını söylersin. Ahirette düştüğüm hayretle dünyadaki hiçbir olur mu? İnsanlar nasiplerini hayal eder ama hali kimse bilmez. Ne yapayım diyen olursa, de ki: bir şey yapmana gerek yok şimdiye kadar yapan hep sendin”

Fakru Fena Vadisi

Her şeyi unutup dilsizliğin, sağırlığın, hayranlığın yurduna gelmişimdir. İki alemde var olan o denizin nakışsından ibaret. Ağaçla odun ateşe atıldığında ikisi de kül olur. Fakat sıfatta, surette farklıdır. Pis olan biriyse külli denize dalsa da yine aşağılık kalır. Temiz kişi denize daldığında denizin hareket kaynağı olur. Hem var olmaktadır hem yok. O aradan çıkmıştır.

Başka bir kitap önerisine bakmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Okumaya karar verirseniz şimdiden keyifli okuma diliyorum. Sevgi ve Saygılarımla (:

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?