Merhaba Okur Arkadaşım,
Bu yazı ciddiyet taşımaktadır. Konu nedeniyle bir çok kişinin okumayı tercih etmeyeceği bir içeriğe de sahip olabilir. Fakat içerik olarak bakarsanız, Rasim Özdenören İki Dünya kitabı önemli konuları barındırmaktadır. Es geçilmemesi gereken bir kitap olduğu kanısındayım.
Ben bu hayata niye geldim?
İçinde bulunduğum değer yargıları nelerdir?
Müslümanca tavır nedir nasıl olmalıdır?
İnanıyorsak nasıl bir inanan olabiliriz?
Sahip olduğum kimlik benim için ne ifade ediyor? Gibi sorulara kendinizce bir cevap bulabileceğiniz kitaptır. Benim için tatmin edici bir kitaptı. Nesnel ve öznel olarak birçok soruyla boğuşuyoruz. Çelişik değerlerin içinde kaybolup gidiyoruz. Çelişkiden hoşlanmayan biri olduğum halde kendimle çeliştiğim durumlar oldu. Fakat sabit ve tutarlı olmam gerektiğini düşünüyorum. İnandığınız değerlerle yaşadığınız hayat çelişir. Çeliştiği zamanda kimlik bunalımı oluşmaya başlar. Kim olduğunuzu hangi temada döneceğinizi şaşırırsınız. Duygu karmaşası yaşarsınız. Birde varlığına dair sürekli bir kimlik arayışında iseniz bakış açınızı değiştirebilir. Sahip olduğunuz görüşü güncellemeniz için bir fırsatta olabilir.
Yazarın kendi gözünden yaşadığı döneme dair fikir elde edebilirsiniz. Kitapta Türkiye ve Türkiye’nin girdiği ilişkiler yer almaktadır. Çoğu zaman konu bütünlüğünde eleştiri görebilirsiniz. Sisteme ve kurulan düzene dair bazı sitemler yer almaktadır. Eğer aşırı taraftar bir okuyucuysanız ve bazı şeyleri sindiremeyecek biriyseniz, şimdilik bu kitabı bir kenara bırakın.
Ahmet Özdenören Devir gazetesinde 1977 yıllarında günlük yazı yazıyor. Yazıları yazarken ise gündelik ve siyasi konulara değinmeyen içerikler oluşturmak istemiş. Yazılar bu olaylara değinilmeden kaleme alınmıştır. Bunun sonucunda “ İki Dünya ” eseri meydana gelmiştir.
Eserin meydana gelmesinde etkili olan kişi yazarın arkadaşı olan Cahit Zarifoğlu’dur.
Tabi gündelik yazılan bu yazılar, çoğu zaman sistemle ilgili ve döneme ait bilgiler içermektedir. Çünkü bir yazar yaşadığı dönemden bağımsız değildir. Taraf olduğu düşünceler ve hayatı da bu yazılarda doğal olarak etkin rol oynamıştır.
Üslup olarak akıcı bir Türkçeye sahip… Ne kadar gündelik olaylar dense de siyasi olarak dönemle ilgili yorumlar var. Daha çok makale okuyormuşsunuz hissine kapılabilirsiniz. Bu yüzden okurken biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz. Olay akışı olan kitaplara alıştıysanız henüz okumak için hazır durumda değilsiniz. Fakat ilgili olan insanlar için güzel keyif alabilecekleri güzel bir eserdir.
Hacı Murat Tolstoy kitap önerisi için gözatabilirsiniz.
Türkiye Var Mı?
Küreselcilik/Evrenselcilik/Emperyalizm
Olan Şey Niçin Oluyor?
Yenileyici Müslüman Yenileşen Müslüman
Modern Zamanlarda İslam’a Karşı ve İslam
Karşısında Tavırlar
Türkiye’nin Görüntüsü
Uygarlık Kavgası
Seçim
Gizli Manda
Psikolojik Bir Yaklaşım
Denklemdeki Eksik Değer ve Hayali Bir Kurgu
Durum Muhakemesi
Orwell’ın Koyunları
Ferasetle Bakmak
Sisyphe Gibi
Neler Beklediler
Yüzelli Yıllık Aktüalite
Nereye Götürebilirdi?
Mesele Eşitlik mi?
Bulanık Ufuktaki Net Hedef
Batının Zamiri
Korkunç Dilemma
Suçlu Kim
Ölçü
Direnmek İstiyorum
Yalnız Adam
Abdülhamid Bilinci
Ne Yaptı Bu Sultan?
Yapılan Eleştiriler
Gizli Savaş
Miyar
Değişen Bir Şey Yok
Zihniyet Değişik Varsayım Aynı
Karaya Vuran Fikir
Nasıl Bir Hükümet?
Nasıl Bir Politika
Ortak Duygu
Ortak Yol
Sabır ve Zaman
Tek Taraflı İttifak
Gabin
Teşkilatlı Adaletsizlik
Batı Aferin Diyor
İnsan Unsuru
Batıda Erimek
Konumuz Gülme Değil
Dağınık Müslümanlar
Türkiye Çeşitlemesi
Ortadoğu’nun Kalbi Türkiye
Türkiye’nin Modernleşme Sıkıntısı
Siyasetin Kaç Ucu Keskin
Türkiye Müslümanca Yaşamaya Niyetli mi?
Batı Karşısında Müslüman Aydının Konumu
İnsan, Hayatın Anlamı, Tağut ve Saire
İslam’ın Bölünmezliği Meselesi
İslam’ın Muhtevası ve Formu
İslam Niçin Tehdit Sayılıyor
Mantık ve Gerçek
İslam ve Statüko
Hayat ve Tasarı
Son Söz Yerine: Dünya Sevgi İstiyor
Doğrudur, manda yönetiminde toprak ilhak edilmiyor, uygarlıklar işgal ediliyor.
Yaratılanların en şereflisi olmak (eşref-i mahlukat) insana, tabiatı tahrip etme, onun üzerinde hükümranlık kurma hakkını ve yetkisini vermiyor, tersine tabiata ve evrene kardeşçe, insanca davranma mecburiyetini yüklüyor.
Modernleşme, batılılaşmanın, yani Batı kültürüne mensup ülkelerin kültürel yapısına benzeme çabasının bir adıdır.
İnsan her şeyin ölçüsüyse kendi çıkarına olan şeyler de iyidir! Insan her şeyin ölçüsüyse ınsan sayısı kadar doğru vardır!
Doğrudur, manda yönetiminde toprak ilhak edilmiyor, uygarlıklar işgal ediliyor.
